Ellinci Yıl Mezunları TÜRGÖK`ü Ziyaret Etti
Yıl 1961. 60-61 ders yılı sona ermişti. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk körler okulu olan Ankara Beşevler Körler Okulu’nun orta kısmından Metin Özçetin, İlhan Girgiç, Ayfer Özkan, Hülya Soydan, Ülkü Çakır, Kamil Erten, Ahmet Yılmaz, Celil Orhan, Ümit Güzey, Mehmet Atlan, Mustafa Çetiner, Naim Çavuş ve Metin Uz adlı 13 öğrenci çıkış aldı.
Körler okulunun ana kucağı kadar sıcak ortamından çıkıp, yaşamın acımasız ve risklerle dolu içine dalıverdiler. Başladı zaman akmaya. Her biri değişik alanlarda, kendilerine göre bir yaşam kurma çabasına düştüler. Onüçün dokuzu öğretmen, üçü avukat olarak yaşamdaki yerlerini aldılar. En çalışkanımız ve en akıllımız olan Mustafa Çetiner adlı arkadaşımız liseden sonra okuma olanağı bulamadığından köyündeki arazilerinde çiftçiliğe başladı. Şu anda görme engelli bir örnek çiftçi olarak yaşamını sürdürüyor.
Değerli dostlar, bugün itibariyle dokuz öğretmen ve üç avukat arkadaşımın hepsi emekliliğin tadını çıkarmakta. Eşber Yağmurdereli, Ülkü Çakır ve Metin Uz 2011 yılında arkadaşlarına çağrıda bulunarak 50. yıl buluşmasını gerçekleştirdiler.
1 Nisan 2011. Mezun olduğumuz körler okulunun çatısı altında toplandık. Bütün arkadaşlar duygusallığın doruklarındaydılar. Yaşları 80-90’ı bulan öğretmenlerimizle kucaklaşmanın, eski günlerimizi yad etmenin tadını çıkardık. O gün hüzün ve sevinç birbirine karıştı. Onüç arkadaşımızdan sevgili Naim Çavuş, Kamil Erten ve Mehmet Atlan hakka yürümüşlerdi. Sevgili Hülya Soydan ve Ayfer Özkan ise sağlık sorunları nedeniyle bu anlamlı buluşmaya katılamamışlardı. Yani onüçden beş fire vermiştik.
1 ve 2 Nisan günlerini bir arada geçirerek uzun yılların hasretini doyasıya giderdik. Bu uzun ayrılığın hasretini toplantımız sırasında şu dörtlüklerle dile getirdim.
Dostlarıma Ben
Yüreğimde yosun tutan özlemi, Söküp de kavuştum dostlarıma ben. Yılların ördüğü çelik bentleri, Yıkıp da kavuştum dostlarıma ben.
Dönüp de bahara biten kış gibi, Kanatlandı gönlüm uçan kuş gibi, Sevinçle çağlayan gözüm yaşını, Döküp de kavuştum dostlarıma ben.
Tutuştuk el ele sanki dün gibi, Hepimiz tek vücut tek bir can gibi, İçimde küllenen sevgi közünü, Yakıp da kavuştum dostlarıma ben.
Tanık yıllar saçımızın akına, Damga vurmuş alnımızın şakına, İçine düştüğüm zaman selinden Çıkıp da kavuştum dostlarıma ben.
Ozan der: "dostluğa çağrımız bizim Açıktır sevgiye bağrımız bizim, Yıllar yılı hasret denen çileyi Çekip de kavuştum dostlarıma ben
|
Daha sonra bundan sonra aramıza uzun yılların girmemesi gerektiğini, o nedenle her yıl bir arkadaşımızın önderliğinde çeşitli illerde benzer buluşmaların yapılmasını önerdim. Önerim dostlarım tarafından uygun bulundu.
50. yıl buluşmamıza sevinçlerimizi, hüzünlerimizi paylaşmak üzere katılan sevgili dostumuz avukat Necati İnce 2012 buluşmasını Eskişehir’de yapabileceklerini söyledi. Önerisi büyük bir sevinçle kabul gördü.
Ankara’dan tazelenmiş dostluk duyguları ve yitirdiğimiz arkadaşlarımız nedeniyle duyduğumuz acılar eşliğinde ayrıldık.
Yıl 2012. Güzel bir 5 Mayıs sabahı. Yeni güne Eskişehir’de açtık gözlerimizi. Sevgili Necati İnce ve eşi, konukları için tertemiz bir otel ayarlamışlardı. Varıp yerleştik. Sabah kahvaltımızı yaptık. 51. yıl buluşmasının kapsamı biraz geniş tutulmuştu. Onüç arkadaşımızdan katılabilenlerin dışında bir çok görme engelli arkadaş çağrılıydı. Örneğin: İzmir’den Sulbiye Çoban, Sultan Çınar, Cafer Tüzün, Mehmet Karahan ve eşi katılmışlardı bu toplantıya. Antalya’dan, İstanbul’dan, Eskişehir’den çağrılılar vardı. 25-30 kişilik bir grup oluşturmuştuk.
Eskişehir belediyesinin tahsis ettiği bir otobüs 5 Mayıs saat 10.00’da bizleri otelden alarak Eskişehir’in gezilip görülmeye değer yerlerini bir rehber eşliğinde gezdirdi. Aynı gün saat 14.30’da nefis bir lokantada sevgili İnce ve eşinin davetlisi olarak ağırlandık. Gezimizi geç saatlere dek sürdürerek tarihi bir binanın salonunda Eskişehir Belediyesince ikram edilen akşam yemeğinden sonra otobüsümüz bizi otelimize bıraktı.
Güzel ve yorucu bir gün geçirmiştik. Eskişehir’in geniş, bakımlı ve tertemiz caddelerine, sokaklarına hayran kalmıştık. Sayın İnce ailesinin ve Eskişehir Belediyesi’nin göstermiş olduğu konukseverliğe duyduğumuz minnettarlıkla o gece derin bir uyku çektik.
6 Mayıs sabahı saat 08.00’da otelin yemek salonunda toplandık. Hep birlikte büyük bir coşkuyla sabah kahvaltımızı yaptık. Otelden çıkış alarak Necati İnce’nin üyesi olduğu Eskişehir Körler Derneği’nin yolunu tuttuk. Eskişehirli dostlarla tanışıp görüştük. Birbirleriyle ve Eskişehirli dostlarla vedalaşan grubumuz geldikleri yerlere gitmek üzere yeni yeni buluşmalar umuduyla dağıldı.
Eskişehir’deki toplantılara katılan İzmir grubu 2013 toplantısının İzmir’de yapılmasını önerdiler. Bu öneri herkesi memnun etti. Çünkü anılan toplantılar bahar aylarında yapılmaktaydı. Bahar aylarıysa İzmir’de bir başkaydı. Ayrıca İzmir’in başka başka ayrıcalıkları da vardı.
2013 yılının Mart-Nisan ayları gelip çatmıştı. Görev üstlenenler bir araya gelip İzmir’de yapılacak etkinliğin programını hazırladılar. Eşgüdüm görevini de bana verdiler. Çağırılacak bütün arkadaşları telefonla aradım. 27-28 Nisan tarihlerinde İzmir’de buluşma konusunda antat kaldık. Bunun üzerine oturup etkinlik programımızı hazırladık.
- 27 Nisan sabahı bütün çağırılılar Çağdaş Görmeyenler Derneği’nde toplanacaklar.
- Kahvaltılarını yaptıktan sonra saat: 11.00’da derneğimizin toplantı salonunda toplantı başlayacak.
- Toplantı 13.00’da sonlandırılarak İzmir programının en anlamlısı olan Türkiye Görme Engelliler Kitaplığı ziyaret edilecek.
- Ege Üniversitesi konuk evinde yerleri ayrılan çağrılı dostlarımız anılan yere götürülerek girişleri yapılacak ve akşam yemeklerini konuk evi tesislerinde yiyecekler.
Hazırlanan bu program eksiksiz uygulandı. Saat 11.00’da başlayan toplantıyı yönetme görevini arkadaşlarım bana verdiler. Yaptığım saptamaya göre çağrılıların hemen hemen tamamı İzmir’deydi. İlk sözü ev sahibi konumunda olan Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Avukat Sayın Ufuk Özen’e verdim. Sayın başkanımız toplantının anlamına ve önemine uygun kısa ve çok anlamlı bir konuşma yaparak çağrılıları selamladı. Herkes mutluydu, özgeçmişleriyle ilgili bilgilendirmelerde bulundular. Sevgili Kazım Bozkurt hocamız ve değerli dostumuz Zühtü Turgut sazları eşliğinde dostlarımıza nefis sunumlarda bulundular.
Toplantımız saat 13.00’da sona erdi. 13.30’da Türkiye Görme Engelliler Kitaplığı’na hareket ettik. Kitaplık görevlileri, gönüllüleri ve yetkilileri tarafından karşılanan grubumuza kitaplığımızın başkanı Sayın Tülay Yazgan tarafından bilgi sunumunda bulunuldu. Sevgili Turgay Tufan da kitaplığı tanıtan kısa bir konuşma yaptı. Kazım Bozkurt, Metin Uz ve tarafımdan yapılan konuşmalarla sevgili hocamız rahmetli Gültekin Yazgan duygu seli içinde anlatıldı.
Görkemli bir kurumun çatısı altındaydık. Elli yıllık bir düşün gerçekleştirildiği bir kurumdaydık. Öyle bir kurum ki, Türkiye’nin neresinde olursa olsun hizmetinin ulaştırılmadığı bir görme engelli kalmaması için ne mümkünse o yapılıyordu. Sevgili hocamın ruhu şad ediliyordu. Görme engellilerin çağdaş biçimde kültürlendirilmeleri için ne mümkünse o yapılmak isteniyordu.
Bundan yıllar önce sakatlar haftası nedeniyle düzenlenen bir toplantıda: “arkadaşlar, görme engellilerin örgütlenme ve kültürlenme güneşi batıdan doğacak” demiştim. Bu söylemimin bu güzide kurum sayesinde gerçekleştiğini görmenin mutluluğunu yaşadım o gün. Kitaplık görevlilerinin ikramlarını sevgili hocamın eşliğinde yedik içtik. Hüznün, mutluluğun, saygının, sevginin ve özverinin harman edildiği duygularla ayrıldık bu kutsal yuvadan. Görme engellilerin eğitim ve örgütlenme tarihinde iz bırakan Gültekin Yazgan, Mithat Enç, Hüdaverdi Gaffaroğlu, Şahin Işıner, Şemsettin Görenel, Naim Çavuş ve Yılmaz Sürücü gibi büyüklerimizi gözyaşları içinde andık.
Saat 18.00’da Ege Üniversitesi konuk evine giriş yaptık. Eşsiz güzelliklerin insanı büyülediği bir ortamda akşam yemeğimizi yedik hep birlikte. 28 Nisan günü Çağdaş Görmeyenler Derneğinde toplandık, vedalaşıp gelecek sene İstanbul’da sevgili Eşber ve Madile hanımın konuğu olarak buluşmak üzere ayrıldık.
Sevgili dostlar bu programın eksiksiz uygulanmasına katkı koyan Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Ufuk Özen ve derneğimizin üyesi ve Ege Üniversitesi çalışanı İsa Yıldırım’a teşekkürü bir borç biliyorum. Bütün dostlarıma sağlıklı ve başarılı yıllar diliyorum.